Ana içeriğe atla

Yedigöller Doğa Kampı


Fotoğraflar

Büyük Görünüm için Slaytı tıklayabilirsiniz..

Kampçıların Ekim sonu/Kasım başında ziyaret ettikleri yerlerin başında gelir, Yedigöller. Bilirler ki bu zamanda doğanın ürettiği her tonu adeta HD kalitesinde görebilirler ve hissedebilirler. Biz de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatilini fırsat bilerek uzun zamandır ertelediğimiz Yedigöller Kampımızı yapmaya karar verdik. Bu kez yolumuz Ankara’dan değil İstanbul’dan. Dostlar, Yedigöller’e giden 3 yol var. İstanbul’dan gidenler genelde 2 yol tercih ediyor. Bolu üzerinden giden yol ve Düzce-Yığılca üzerinden giden, yeni açılan yol. Biz, bizim de ilk kez gideceğimiz Yığılca yolunu tercih ettik. Yığılca yoluna sapmak için TEM’den Hendek sonrasında (Berceste tesislerinden kısa süre sonra, Düzce sapağında varmadan)  sağ tarafta bulunan tabelayı takip etmeniz yeterli. Sırasıyla Düzce ve Yığılca içerisinden Yedigöller’e varıyorsunuz. Yığılca’ya kadar zaten şehirler arası yol mevcut, sonrasında da bir miktar virajlı, son 20 km'de de yavaş yavaş yükselen ama eşsiz manzaralar sunan yollar var. Bununla birlikte, Ankara’dan gelenlerin çoğunlukla kullandığı Mengen yolu ve İstanbul'dan gelenlerin tercih ettiği Bolu üzerinden gelen yol ile karşılaştırılmayacak derecede iyi ve büyük oranda da asfalt olan bir yol. TEM'deki yol ayrımından Yedigöller'e yaklaşık 80 km gibi kısa sayılabilecek bir mesafe olsa da yolun bilhassa son 30 km en fazla 40 km/h hızla gidebiliyor. Bundan dolayı, biz, yol ayrımından ancak yaklaşık 3 saat sonra Yedigöller’e varabildik. Unutmadan, Düzce ve Yığılca’da malzeme tedariği için bir miktar oyalandık, bunu da söylemiş olalım.

Yol boyunca gördüğümüz doğal güzellikler, renk cümbüşü Yedigöller’de ne ile karşılaşacağımızın habercisi idi sanki. Bundan dolayı vardığımızda içinde bulunduğumuz doğanın ahengine pek de şaşıramadık. Varır varmaz kamp alanına gidiyoruz. Zira saat geç olduğundan ve hava artık erken karardığından, kısa zamanda çadırımızı kurup yerleşmek zorundayız. Değerli dostlar, Yedigöller’de benim gördüğüm kadarıyla bir tek kamp alanı, diğer göllerin yanlarında kamp yapılmaması konusunda uyarılar olsa da pek dinleyen yoktu açıkçası. Mevcut kamp alanında çadır kurmak için düzlenmiş uygun zeminler var. Bu zeminler ağaçların altında olduğundan yağmur yağsa da pek sıkıntı çekilmiyor. Ayrıca kamp alanında ocaklar için çatılı bir yer, wc ve su ihtiyacı için çeşmeler bulunmakta. Çevrede herhangi bir işletme yoktu ya da biz görmedik, mümkünse olmasın da.. 

Biz gittiğimizde hava yağmurluydu. Akşam ve geceleyin, çadır haricinde geçen zamanımızı ocaklar için yapılan yerde geçirdik. Yağmurda mangal, şarap ve çay keyfimize diyecek yoktu :) Sabah mangalda sucuk ve közde çay keyfi içeren güzel bir kahvaltıdan sonra yürüyüş yapmaya karar verdik. Bu yürüyüş sayesinde beklentilerimizi bile aşan doğanın göz kamaştıran güzelliklerine ve her tonuna şahit olduk. Yürüyüşümüz kamp alanının hemen önünde bulunan Deringöl'ün etrafını dolaşmakla başladı. Sonrasında kamp alanının arkasında bulunan patika yoldan (zaten tabelalar da mevcut) Pisagor Ağacı ve Şelale’ye gittik. Sonrasında ise Dilek Çeşmesi’den önceki yol ayrımının solunda kalan Gülen Kayaları ziyaret ettikten ve bir miktar soluklandıktan sonra, bu kez yol ayrımının sağ tarafından giderek Dilek Çeşmesi’ne vardık. Sonrasında ise, sırasıyla Nazlıgöl ve birer saklı güzellik olan Sazlıgöl ve İncegöl’ü ziyaret ederek bolca fotoğraf çektik. Son olarak da dağ evlerinin yanından geçen yoldan kamp alanımıza kadar indik. Yedigöller’in hemen hemen tüm güzelliklerini ve görülecek yerlerini görme fırsatı bulacağınız bu keyifli rotayı normal tempoyla 2 saatte alabilirsiniz. 

Yorumlar